Umudunu yitirme
Pazartesiye merhaba
Demiştim geçen hafta köşemde. Güzel bir gün ve hafta başı olduğundan emin olarak yazmıştım. Bu hafta öyle kötü haberlerle uyandık, elim kaleme varamadı. Onca acıyı yazamadım. Tarifi zordur acının. Şimdi bile gerçeklerle kaç gündür yüzleştiğim halde yazmaya elim varmıyor. Zorluyorum kendimi yazmak için.
Can kaybımız çok büyüktü çünkü, hayallerimiz kırıldı ve umutlarımız söndüğü zaman insanın kolu kanadı kalkmıyor. Kökünden kırılıyor.
Yine de bu günlerde bir ışık vardı. O da bütün Belçika da yaşayan Türk halkının bir ağızdan seslenişiydi. Sesleniş derken, sessiz ayaklanmalar. Kolları sıvamaktı. Boş oturamıyorum demekti. Biz de burdayız der gibiydi bütün yürekler ve topraklarımızda can veren canları uzaktaki yürekleriyle sarmaya başladılar.
İnsanlık ölmemişti...
Hem de çok canlıydı. Her bir yerde yardım kampanyaları başlamıştı. Evlerde bulunan battaniye, kalın giysiler ve mağazalarda bebek bezlerine akın yapılmıştı. Bir taraftan gelen ürünleri seçen genç delikanlılarımız, annelerin evde iş gmrdüreniyoryz, dedikleri çocukları. Diğer yandan yaşlı neneler, yine kendi evinde iş tutamıyorum diye yakınan yaşlılar.
Hepsi bir koldan çalıştılar yan yana.
Hala da çalışmaktalar. Kolilere anne elleri değdi ve her şeyi dürdüler ve buradan her dokundukları eşyaya dualarını sardılar. Oradaki yürekler de dokunduğunda bunu hissedeceklerdir eminim. Babalar sırtlarında taşıyarak tırlar yüklediler. Oğullar asker gibi dizilip yan yana tek yürek oldular.
Bütün bunları görmek insan yüreğini ısıtmıyor değil.
Pazartesiye merhaba diyemeniştim evet. Ama bugün bütün güzel yüreklere Merhaba demek istiyorum. İyi ki varsınız, iyi ki cansınız ve sizlerle birlikte insanlığı kurtaracağız. Olumsuzluklar da oldu ve vardı tabii ki bütün bu çabalar arasında. Ama birlikte güç doğduğu için bütün olumsuzluklar eridi gitti ve insanlar yeniden birbirine kenetlendi.
Geçmiş olsun Türkiyem, başımız sağolsun. Güzel günler gelecek umudunu yitirme...
Nerkiz Şahin
Yorum Yazın
Facebook Yorum