Herkesin becerebildiği bir iş değildir yalakalık yapmak… ben buradan bu işin hakkını verenlere saygılarımı iletiyorum.
Bilirsiniz birisine yaranmak amacıyla yapılan çıkar amaçlı pohpohlamalar. Karşısındakinin her dediğini mantık aramadan yerine getiren, kıçından ayrılmayan ve hatta b…. çıkaran kişilerin eylemi.
Ne yazık ki, bunlar toplumuzda oldukça rağbet gören ve pirim yapan insan tipleridir. Bu tip insanlar hayatlarını daha iyi bir şekilde idame edebilmeleri için mutlaka birilerinin altında uşaklık yapmaları gerekiyor. Keşke olduklarının dışına çıkmasalar.
İltifat başka, yalakalık başka
İltifat etmek herkesin hak edene yapabilmesi ama dozunun iyi ayarlanması gereken övgüdür. Hak edene zaman zaman yapılmalı ve iltifat eden insanı küçük düşürmez.
Yalakalık yapmak ise, kendine olan saygısını yitirmiş insanların kendi çıkarı doğrultusunda başkalarına gereksiz ya da hak etmediği iltifatlarda bulunmalarıdır, yalakalık yapmak onların kanına işlemiştir.
Hatta bazılarının yalakalığı yüksek dozda olur. Tuvaletten çıkan elamanın, dışarda müdürünün beklediğini görmesi üzerine "sizin sırada beklediğinizi bilseydim yarım bırakıp çıkardım" demesi gibi.
Dünyanın en boş davranışıdır
Akıllı insanlar yalakalık yapmazlar, çünkü karşısındaki insan zekiyse bunu yutmayacağını bilir ve böyle bir insana yalakalık yapmak gurursuzluktur. Eğer karşısındaki insan zeki değilse buna zaten ihtiyaç yoktur çünkü buna gerek duymadan da her şeye inanır ve böyle bir insana yalakalık yapmak sahtekarlıktır.
Yalakalık yapmak, hedefe ulaşana kadar her yol mübahtır felsefesi ile hareket eden karaktersizlerin defosudur. Patron, müdür, ceo üçlüsünde çalışanlardan her zaman onlar sorumludur çünkü ispiyonculuk, adam satma, şakşakçılık gibi davranışlarda zorlanmadıkları için yöneticiler daima bu tip insanları seçerler çünkü bu onlarında işine gelir. Özellikle kamu kuruluşlarında söz sahibi olan yalakaların bazı insanları nasıl kayırdıklarının ve bazılarını ise nasıl aşağıladıklarının birçok örneği vardır.
Birilerine yaranmak
Eğer ila ki birilerine yaranmak istersek, herhangi birine iyilik yapalım ve arkasını aramayalım. Karşılığında belki bir hayır duasını alırız, belki diyorum çünkü arkamızdan dua edip etmemesi iyilik yaptığımız kişinin minnet duygusuna kalmıştır.
Ben sırf yalaka bir insan olamadığım için karşıma çıkan birçok firsatı kaçırdığımı bilirim, tersi bir insan olsaydım hayatım çok daha kolay olurdu. Ama bu çok da önemli değil, aç değiliz açık da değiliz. Yeter ki yürüdüğümüz yolda vicdanımızı rahatsız eden birşeyler olmasın, geri kalan neyse 1 yılda olacağına 10 yılda olsun. Bu hiçbir zaman olmaya da bilir. Yeter ki bu benim hakkımdır, bu benim emeğimdir diyebileyim.
Insanoğlu aynalara bakmaya mahkum edilen bir yaratıktır. Aynaya bakmak bir ihtiyaçtır. Aynaya bakmak aynı zamanda kişinin dünü, bugünü ve yarını ile yüzleşmesi anlamına gelir. Aynaya baktığımız vakit kendimizden nefret etmemek için karakterimizden ödün vermemeliyiz. Çünkü insanın başkasını ikna eden yüzü, vicdanıyla baş başa kaldığında kendini ikna etmeye yeterli olmayabilir. Çünkü insanın kendiyle yüzleşmesi cesaret ister, yürek ister, yüz ister, omurga ister, ister de ister…
Sevgileyle kalın,