Yas ilanı
Yedi gün yas ilan edilmişti depremden sonra.
6 şubat günü yaklaşık 3000 km uzaklıkta, Ana vatanımızda yaşanan deprem felaketiyle güne gözümüzü açmıştık Belçika'da.
Ülke olarak Türkiye'de yedi gün yas ilan edilmişti ve biz Belçikada yaşayan Türkler olarak uzakta olsakta yasımızı yaşamıştık. Yedi günden sonra yas'tan nasıl çıkılır bilemedik televizyondaki görüntüler beynimizi tırmalarken.
Gözlerimiz her gün gördüğü felaket haberlerle yüreğimizi dağlarken tekrar nasıl normal hayata dönülür unutmuş gibiydik. Uzakta yaşamak üzüntüyü yakından yaşamamıza engel değildi.
Uzakta yaşamak üzüntüyü tekrar üstümüzden atmakta zorlanmaktı aslında. Elimiz erişip gözümüz yakından göremediğinden girdiğimiz matem havasından çıkmak öyle kolay değildi.
Kendini bir an gülerken yakalayan arkadaşım anlatmıştı hissettiği suçluluk duygusunu. Yemek yerken, dokuz gün geçmesine rağmen depremin ilk gününün üzerinden, kendinden utandığını söylemişti başka bir arkadaşım. Acıktığı için bedenine kızıyordu adeta. Öyle yedi gün sonra bir düğmeye basarak gibi duygular kapanmıyordu ve yas ilanı yedinci gün sona ermiş olsa bile hisler yas havasında kalıyordu. Herkes bunu kendine has yaşayacaktı. Kimi kendini daha hızlı toparlarken kimi de uzun süre matem havasından sıyrılamayacaktı.
Kimimiz de en ufak sarsıntıda tekrar tekrar duygularının içinde boğulacaktı. Yaşamak her geçen gün zorlaşıyor sanki. Şu son üç yılda yaşananlar baya zorladı bir çoğunu diyebilirim. Korona dünyayı sarsmıştı ve iki yılımızı bizden çalmıştı. Bu yıl artık daha güzel şeyler yaşansın umuduyla 2023 yılına giriş yapmıştık. Ama yılın ikinci ayı girer girmez yas'a büründük.
Yapacağımız bir çok etkinliği iptal ettik içimizden yapmak gelmediği için.
Gideceğimiz yerleri de askıya aldık. Kimini yanlış bulduk, diğerini doğru bulduk ve eninde sonunda hayatın her şeye rağmen devam ettiği gerçeğini yine kabul etmek zorunda kaldık. Ama nereden başlayacağımızı bilemedik sanki. Yaşanan her acının ardından devam etmek biraz daha zorlaşıyor çünkü.
Ya da bizler yaşlandıkça üzerimizden atmak zorlaşıyor.
Gençliğin verdiği esneklik bizden ayrıldıkça daha mı ağır geliyor her şey diye düşünmeden edemiyor insan. Her yaşanan olumsuz olay bizden bir şeyler götürüyor bu kesin. Böylece azar azar olsun tükeniyoruz.
Olaya bu taraftan bakınca yedi gün yas yeterli aslında. Hayat bizden zaten çok şey götürdü. Daha fazla tükenmemek için yasımıza da sınır getirmeliyiz. Hayata sarılmadan yaşanmıyor.
Nerkiz Şahin
Yorum Yazın
Facebook Yorum