YENİ DÜNYA DÜZENİ VE GÖÇMENLER
Son zamanlarda göçmenlik konusu çok fazla konuşulmaya başlandı. Açıkçası birkaç defa yazmak istesem de bir süre daha anlamaya çalıştım ve etrafımdaki yabancıların yaşadıklarını görmek ve onlarla konuşmak ve bir fikir sahibi olduktan sonra yazmanın daha doğru olacağını düşündüm. Şu noktada, bu yazıyı yazabilecek bilgi ve tecrübeye sahip oldum. Aslında insanların yaşadıkları bir iki hikâyeyi burada yazmak, konuyu çok güzel bir şekilde açıklar ancak acılardan bahsetmek yerine konuya daha geniş bir bakış açısıyla bakmak isterim.
Göçmen nedir? Göçmen, bu yazıda sebeplerini sığdıramayacağımız kadar fazla sebebi olan ama temelde gıda ve güvenlik sorunu nedeniyle geride yaşanmayacak bir hayatı bırakan ve yollara düşen ancak vardıkları yerlerde de çok da yaşanılası bir hayat elde edemeyen insanlardır. Bir umut üzerine çıktıkları yola devam eden insanlardır. Yeterince umut olmamasına rağmen devam edenlerdir.
Hâl böyleyken herkes bir gün o ya da bu sebeple göç etmek zorunda kalacak gibi görünüyor. Nüfus artışı, gıda güvenliği, iklim değişikliği konularında birkaç makale değil, usturuplu birkaç dedikoduya bile kulak verseniz siz olmasa bile çocuklarınızın göç dalgasına dâhil olabileceğini çıplak gözle net görürsünüz.
Bu sebeple sağda solda ya da ekranda gördüğünüz yabancı insanları anlamak zorundayız. Açık sınır politikasından bahsetmiyorum ve desteklemiyorum. Dünya ve insanlık için gelinen noktada artık çekilmez bir hâlin olduğu ortadadır.
Öyle ki göçmenler ve onların problemleri ile ilgilenmemek artık bir toplumun kendisiyle ilgilenmemesiyle eşit bir şeydir. Göçmenlerin gerçek olduğunu anlamalı ve sadece rahatsızlık vermek üzere kapımıza dayanmış insanlar olarak görmemeliyiz. Kendisi ve ailesi için kötü giden bir hayatı olan bir kimse ilgimize ve şefkatimize muhtaçtır. Bu konuda, herkesin tam mutabık hâlde olduğuna şüphesiz inanıyorum.
Göçmensiz olmaz. Dünyadaki medeniyetlerin tümünün büyük göçler sonuncunda ortaya çıktığını biliyoruz. Bu göçlerle beraber insanlar, korkuları acıları ızdıraplarıyla beraber umutlarını ve bildiklerini de götürmüştür. Gittikleri yeni topraklara hizmet edip medeniyetlerin önünde yeni yollar açmıştır. Hiç kimse yerinden yurdundan güle oynaya ayrılmamıştır. Hangi zaman diliminde olursa olsun bir göçmene sorsanız makul sebeplerden dolayı evlerini terk etmiştir. Bu sebeplerin çoğu, hiç kimsenin katlanmak isteyebileceği türden sebepler değildir. Bir süreliğine değil, bir anlığına bile katlanılmayacak sebepledir.
Göçmenler bu nedenlerle kötü koşularda seyahat ederek, bazen yürüyerek, kilometrelerce yol gidip bir hayat bulmaya çalışıyor. Gittikleri yerlere sadece suç ve kötü şeyler götürmüyorlar, kendilerinden değerli şeyler götürüyorlar. Gittikleri yerlere travmalarına ve yorgunluklarına rağmen adapte olmaya çalışıyorlar. Hiç bilmedikleri ve hayata dair kaçırdıklarını görüp hızlı bir şekilde öğreniyorlar.
İyi ve güçlü toplumlar, içlerinde barındırdıkları göçmenlerle doğru ortaklıklar kurup ileriye gitmeyi başarmıştır. Bu ortaklıklar, hep göçmenlerin aleyhine olmasına rağmen onlar hiçbir zaman memnuniyetsiz davranmazlar. Göçmenlerin bir toplumu olduğu yerden daha geriye götürdüğü görülmemiştir. Elon Musk, Zuckerberg, Uğur Şahin… Hepsi birer birinci kuşak göçmenlerdir.
Yorum Yazın
Facebook Yorum