Yıl 2024 de geçmişe dalmak
Sabahın körü dediğimiz bir saatte uyanıp gün bile ağarmadan yola koyuldum. İstikamet Gent Kütüphanesi. Genelde daha geç uyanırım, veya uyanmış olsamda sokağa daha geç çıkarım. Ama o gün yetişmem gereken bir yer vardı. Bir çok öğretmenin karşısına çıkacaktım ve geç kalamazdım. Okul yıllarım gözümde canlanıyordu bir yandan. Arabamı Gentbrugge viyadüğünün altına park etmiştim ve yaya olarak Gent Zuid dediğimiz istasyona doğru yürümeye başladığımda iyice geçmişe dönüş yapmıştı hatıralarım. Bu yolları geçmişte milyon kez (abartı bir sayı biliyorum, o kadar değildi ama baya çoktu) yürümüştüm. Hatta tam rakam isterseniz 182 okul günü varsa 365 günlük bir yılın içinde, tam 6 yıl ortaokula gittiğimi hesaplarsak, 1092 gün yapıyor.
Sabah okula gidip akşam eve döndüğümü de hesaba katınca bu yolu en az 2184 defa kullanmışım geçmişte. Hepsini yaya yürümediği biliyorum, çoğu kez babam arabayla bırakıp almıştı kızkardeşimi ve beni. Bazen arkadaşlara denk gelirdik ve kanal boyunda sokağı seslerimizle inleterek (bağırınca bir köşede acayip eko vardı ve en az üç defa yankılanıyordu) okula koşardık neredeyse. Ben okulu hepsinden çok severdim bu bir gerçek. Diğerleri için koşmak oyundan ibaretti. Bazen vakit çok olduğu zaman erken yola çıktığımızda, birbirimize baktığımız bir filmi veya okuduğumuz kitabı anlatırdık. Yıllar içinde o film veya kitaplara rastladığımda hemen hatırlardım.
Tüm bunlar aklımdan geçerken daldıkça dalıyordum eski günlere. Yolu zaten bildiğim için otomatik pilot kısmındaymış gibiydim. Yılın birinde bisikletle gittiğimi hatırladım sokakları adımlarken. O yılın sonuna doğru bir arabanın bana çarpmasıyla bisiklet maceram sona ermişti. Arabanın sürücüsü ve eşi beni ve lastiği inmiş bisikletimi eve bıraktıklarında, bizimkilerinin misafir perverliğiyle karşılaşmaları kaçınılmazdı.
Onların düşündüğünün aksine onlara kızmayıp, bizim kız bakar kör, sakar gibi bir söylemler geçmişti. Tercüman da bendim, bütün iletişimin alt yapısıydım yani. Her şeyi tercüme ettiğimi biliyorum ve insanlar kahkahaya boğulmuştu. Şimdi ise gerçekten mesleğim tercümanlık.
Ne tuhaf bir şey insan beyni. Yıllarca aklımın ucundan gelip geçmeyen anılar bu yolları adımlarken ortaya çıktılar. Para vermek istediler bisiklet için ama bizimkiler nazlanıp almadılar. Sonra konu ne okuyorsundan ne olmak istiyorsuna ve en sevdiğin ders hangisinden benim onlara bir resim yapmama geldi. Arabadan bir kartpostal getirdi adam ve eşiyle o resmi çok sevdiklerini söyledi. O resmi büyütüp çin boyasıyla yapmamı istediler. Tabii ki o esnada konuşurken ben okulda yaptığım resimleri göstermiştim ve hayalimin aslında öğretmen olmak olduğunu söylemiştim. Birine bildiklerini aktarmak çok hoşuma gidiyordu. Bir kaç gün içinde, çin boyası, renkli boyalar, resim kağıdı (Steinbach'dı sanırsam markası, pahalı bir üründü) ve bir çok hayal edemediğim resim malzemesiyle gelmişlerdi. Öyle idareli kullanıyordum ki, yıllarca keyfini çıkardım sanırsam. Annem ve babam için çok ilginç geliyordu, koca koca insanların resme düşünkülüğü.
Resmi yaptım ve bisikleti bizimkiler zaten eskiydi dedikleri için ve ödetmeyince resim için para vermek istediler karı koca. Haftalar sonra resmi almaya geldiklerinde yine bizimkiler parayı almadılar ve zaten onca boya kağıt aldıklarını söylediler, sonra da çaylı börekli ağırlayıp uğurladılar insanları.
Şimdi bir yerde bir evin köşesinde benim kartpostaldan kopyaladığım, buz pateni yapan kişilerin büyütülmüş resmi hala asılı olabilir. Bu ihtimal içimi ısıtmıştı eksi 2 derecede yürürken. O insanları bir daha hiç görmemiştim ve bu hikayeyi de yıllar sonra anımsamak ilginçti. Aradan, nereden baksan yaklaşık 37 yıl geçmiştir.
Öğretmen olamadım, (ailenin kız çocuğu için düşüncesi farklıydı) ama yıllar sonra eğitim aldığım (Katolik dikiş nakış okulu) okulun önünden geçerek kütüphaneye gidip ve orada öğretmenlere şiir çalıştayının sırlarını anlatıp, bilgi paylaşmak beni geçmişteki hayalimin en yakın noktasına getirdiğini fark ettim.
Hayat bizi geçmiş yollarda tekrar yürüttüğünde, hayal ettiğimiz geleceği tıpatıp olmasada, sevdiğimiz şeyleri yinede yaptığımızı görmek güzel...
Nerkiz Şahin
Yorum Yazın
Facebook Yorum